Duyurular
Uluslararası Fonlar Hakkında
Sivil toplum, demokrasinin gelişmesi ve toplumsal meselelerin çözümü konusunda etkin bir rol oynar. Sivil toplumun elverişli bir ortamda faaliyet göstermesi ve bireylerin temel özgürlüklerinin garanti altına alınmış olması, demokrasinin başlıca unsurudur.
Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de sivil toplum kuruluşları bu önemli işlevi yerine getirebilmek için farklı gelir kaynaklarına ihtiyaç duyarlar. Bireysel bağışlar, kamu fonları ve kurumsal iş birlikleri üzerinden sağlanan gelirler gibi farklı kaynakların arasında yurt içi ve yurt dışından gelen hibe ve fonlar da yer alır. Sivil toplum kuruluşlarının sosyal fayda yaratan çalışmalarına devam edebilmeleri için farklı finansal kaynaklara erişimleri büyük önem taşımaktadır.
Bununla birlikte Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının erişebildiği fon kaynakları kısıtlıdır. Kaynak çeşitliliği azdır ve olan kaynaklar yetersizdir. Bireysel bağışçılık kültürü sivil toplum kuruluşlarını da kapsayacak şekilde yeterince gelişmemiştir. Ayrıca STK’ların yardım toplayabilmeleri için almaları gereken izin kısıtlayıcı bir yasa olarak 1983 yılından beri yürürlükte olan yardım toplama kanunu kapsamındadır.
Bütün bu kısıtlar içerisinde, sivil toplumun sağlıklı bir şekilde işlevini sürdürebilmesi için yurt içi ve yurt dışındaki kaynaklardan hibe alması kaçınılmazdır. Türkiye’de faaliyet gösteren STK’lar için özellikle Avrupa Birliği tarafından sağlanan hibeler en temel kaynakların başında olmayı sürdürmekte olup birçok ülkeden farklı programlar kapsamında, farklı önceliklere göre fon alınabilmektedir.
Bunun yanı sıra, bu hibelerden STK’lar kadar kamu kurumları ve yerel yönetimler de faydalanabilmektedir; ülkemizde insan hayatına katkı sağlayan birçok çalışma bu desteklerle hayata geçirilebilmiştir.
Fon verme / alma ilişkisi tamamen kurumların öncelik ve vizyonlarının örtüşmesi neticesinde gerçekleşen bir durumdur; yasal ve meşru bir ilişkidir. Fonların harcanma ve raporlanma süreçleri yapılandırılmıştır. Yurt dışından alınan her fonun kamuya bildiriminin yapılması zorunludur. Kamu idaresi tarafından alınan bildirim, raporlama, beyanname ve gerektiğinde denetimleri kapsayan bir dizi tedbir mevcuttur ve uygulanmaktadır.
TÜSEV, 1993 yılından bu yana sivil toplumun gelişmesi ve yasal, mali ve işlevsel açıdan elverişli bir ortamda çalışabilmesi için faaliyet göstermektedir. Yasal mevzuatın destekleyici ve kolaylaştırıcı olması için çalışmak, sivil toplum için fon kaynaklarını çeşitlendirmek amacıyla kamu idaresi, fon verenler ve diğer paydaşlarla diyalog bazlı bir ilişki yürütmek ve sivil toplumun etkin biçimde çalışarak itibarını arttırmak önceliğimizdir.
Bu doğrultuda, Türkiye’de uluslararası fon alan sivil toplum kuruluşlarına yönelik olarak sosyal medya ve diğer mecralarda ortaya çıkan söylem ve açıklamaları endişe verici buluyoruz. Yurt dışından fon alan kurumların bir kanıt gösterilmeden etiketlenmesi ve şaibe yaratılması, meşru şekilde faaliyet gösteren birçok kurumun itibarını zedeleyebilecektir.
Bu açılardan değerlendirildiğinde, konunun hassasiyet ve sağduyuyla tartışılması gerektiğini düşünüyoruz. Sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını hayata geçirebilmeleri, sosyal fayda yaratılmasına ve demokrasiye katkıları göz önünde bulundurularak, sağlıklı bir tartışma ortamının sağlanması gerektiği inancındayız. Fonların kötüye kullanımı ile ilgili bir şüphe varsa, kamudaki ilgili mercilerin buna ilişkin tedbir alırken, sivil toplum kuruluşlarının varlıklarını ve çalışmalarını destekleyici bir yaklaşımı da önceliklendirmesi gerektiğine inanıyoruz.
Saygılarımızla,
TÜSEV