Duyurular

COVID-19’a Yönelik Alınan Tedbirler Ekseninde Türkiye’de Sivil Toplum Kuruluşlarının Durumu

Dünyayı etkisi altına alan COVID-19 kaynaklı sağlık krizi, insan sağlığını tehdit etmesinin yanı sıra, virüsün yayılmaması amacıyla alınan tedbirler nedeniyle pek çok sektörü olumsuz şekilde etkilemektedir. Bu küresel salgının önlenmesi için sektörler arası iş birliğinin daha da önemli hale geldiği bugünlerde, Türkiye’de sivil toplumun yasal, mali ve işlevsel altyapısını geliştirmek için çeyrek asırdan uzun süredir çalışan bir kuruluş olarak aşağıdaki noktalara dikkat çekmek istiyoruz:

COVID-19 salgını gibi hayatın her katmanını etkileyen bir kriz, sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını da olumsuz şekilde etkilemektedir. Sosyal fayda yaratan çalışmalarını büyük ölçüde yardım ve bağışlar aracılığı ile hayata geçiren ve halihazırda sınırlı insan kaynağı ile varlıklarını sürdürmeye çalışan STK’lar, bu süreçte etkinlik ve faaliyetlerini süresiz şekilde ertelemek durumunda kalmışlardır. Bu sebeple, kriz süresince farklı sektörlere sağlanan ekonomik kolaylıkların ve desteklerin Türkiye’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına da sağlanması Türkiye’de sivil toplumun bir sektör olarak varlığını sürdürebilmesi açısından hayati önem taşımaktadır.

Sivil toplum kuruluşları, çalışma pratiklerinden ötürü hedef kitleleri ile yakın ilişkileri olan, ihtiyaçlarını yakından bilen ve takip eden yapılardır. Kriz sürecinde herhangi bir hedef kitle için (örneğin sağlık çalışanları, +65 ve engelli bireyler, cezaevlerinde tutuklu bulunan kişiler gibi) tasarlanan öneri ve uygulamaların planlanmasında, alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarının da sürece dâhil edilmeleri konuyu bütüncül bir şekilde ele alabilmeye olanak sağlarken, etkin bir kamu-sivil toplum iş birliğinin artmasına da olumlu yönde katkı sağlayacaktır.

Salgını önlemeye yönelik alınan tedbirlerin bir kısmı, Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının gelir kaynakları arasında yer alan hibelere bağlı projelerin faaliyetlerinde beklenmedik aksamaları da beraberinde getirmiştir. Bu noktada, fon sağlayan ve fonların dağıtımından sorumlu kurumların, hibe veren vakıflar ve diğer kuruluşların, STK’ların içinde bulundukları durumu tüm boyutları ile değerlendirmeleri çok önemlidir. Alınacak kararlarda projelerin faydalanıcı gruplarıyla birlikte söz konusu STK’ların sürdürülebilirliğini gözetmek yerinde olacaktır.

Saygılarımızla,

TÜSEV