Haberler

DAFNE Ağı Olağan Kış Toplantısı’na Katıldık

TÜSEV üyesi olduğu DAFNE ağının 26-27 Ocak 2012’de Paris’te düzenlenen toplantısına katılmıştır. Bu toplantıda Avrupa coğrafyasında yer alan tüm ülkeler gibi Türkiye’deki vakıfları da yakından ilgilendiren önemli konular tartışılmış ve ortak hareket noktaları belirlenmiştir. 22 Avrupa ülkesinde vakıf ve bağışçıların oluşturduğu ulusal ağları bir araya getiren, sekretaryası Avrupa Vakıflar Merkezi’nde (European Foundation Center – EFC) bulunan, kendi yönetim yapısı ve üyelik sistemi olan resmi bir platformdur. EFC ve DAFNE Avrupa’da bağışçılığın gelişimini teşvik etme ve desteklemenin yanı sıra vakıfların çalıştıkları ortamın daha elverişli hale getirilmesi konularında işbirliği yaparlar. DAFNE işbirliği ve bilgi paylaşımı fırsatı sağlayarak 22 ağ kuruluşunun kendi üyelerini de temsil etmesiyle toplamda 6,000 vakfın çalışmalarını ileriye taşımalarına yardımcı olur. Yılda iki kez düzenlenen DAFNE toplantılarında ulusal deneyimler ve iyi uygulamaların paylaşılmasının yanı sıra, ortak proje ve programlar geliştirilir, Avrupa seviyesinde yürütülen savunuculuk faaliyetlerinin çerçevesi çizilir ve Avrupa vakıflarını ilgilendiren düzenleyici ve mali konular karşısında alınacak ortak duruş belirlenir. DAFNE hakkında daha detaylı bilgi için www.dafne-online.eu sitesi ziyaret edilebilir.

Üye Ülkelerden Gelişmeler: Türkiye’de olduğu gibi diğer ülkelerde de vergi konusu vakıf sektörü için en önemli konulardan biri olmaya devam ediyor. Ekonomik durgunluğun ve finansal krizlerin sektörü etkilemesi, azalan kaynaklar karşısında vakıf birleşmelerinin söz konusu olması bekleniyor. Doğu Avrupa ülkelerinde bireysel bağışçılık ile şirket bağışçılığı gelişme gösteriyor; bu konuda bağışçı ağları öncü roller (bağışçılara danışmanlık, şirketlere yönelik eğitim, medyada sosyal sorumluluk, vergi teşviki için savunuculuk) oynuyorlar. İtalya’da vakıflara mali eğitimler verilmesi ve bağışçılık faaliyetleri için aracı kuruluşlar ile bilgi teknolojilerinin yoğun şekilde kullanılması yeni eğilimler arasında. İngiltere’de ise kısılan kamu harcamaları ile sivil toplum kuruluşlarına (STK) kamu hizmetlerinin görülmesi konusunda yüklenen misyon genişlemeye devam ediyor; hükümet STK’ların sivil toplumu finanse etmesini bekliyor ve bağışçılığı özendirici çeşitli mekanizmalar (hayırseverlik ödülü, sosyal etki fonları vb) kullanıyor. Ayrıca ülkede vakıfları hibe tahsisine özendirmek için bazı STK’lar da örnek çalışmalar üretiyorlar. Bkz TUBNEY Raporu http://www.tubney.org.uk/Giving_Our_All.pdf Bu oturumda ayrıca yasal çerçeve, varlıklar, giderler, istihdam, gönüllülük, vakıf sayısı ve tanımı gibi bilgilerin yer aldığı üye ülkelerin profilleri tanıtıldı. Profillerin tamamına DAFNE websitesinden ulaşmak mümkün http://www.dafne-online.eu/Pages/portraits.aspx

Bağışçılığı İlgilendiren Mali Konular: Vakıflara yapılan bağışlar sonunda sağlanan vergi teşviklerinin yetersizliği Avrupa’daki vakıfların çalışmalarının önündeki başlıca zorluklardan birisi olarak gösterilir. Ancak farklı üye ülkelerde anketler yoluyla bağışçılara STK’lara bağış yapma ile ilgili motivasyonları sorulduğunda vergi indiriminden yararlanma belirleyici bir etken olarak listenin başında sıralanmıyor. Bağışçılar vergi istisnalarından yararlanmak için bağış yapmış gibi görünmek ve bunu dile getirmek istemiyorlar. Vergi avantajlarının gerekliliğini kanıtlamak için başka argümanlarla yola çıkmak ve bunu verilere dayandırmak gerekiyor. Avrupa’da son yıllarda vakıflara sağlanan vergi ayrıcalıklarının doğru şekillerde kullanılıp kullanılmadığı tartışılıyor. Normalde devletin kamusal hizmetlerin sağlanması için tahsis edeceği kaynakları, vakıflar ve bağışçılar belli bir oranda vergiden muaf tutularak, genellikle üst gelir grubundan gelen kurucularının veya bağışçılarının çıkarları, dünya görüşleri ve öncelikleri doğrultusunda kullandıklarına yönelik tereddütler var. Eleştirilerin birleştiği nokta vakıf faaliyetlerinin genel kamusal yararı geliştirmediği, yoksulların şartlarında iyileştirme getirmediği ve küresel sorunlarda en fazla etkilenen gruplara erişemediği noktasında birleşiyor. Avrupa’da kamu yararı statüsüne sahip vakıfların yararlandıkları vergi avantajlarını meşru gösterebilmeleri ve daha fazlasını talep edebilmeleri için yerine getirmeleri gereken bir dizi ödevler bulunuyor. Bunların başında vakfın ne olduğunu ve rollerini her türlü platformda tekrar ve tekrar anlatmak, vakıfların oluşturduğu sosyal sermayeyi ve kamusal faydayı ölçümlemek ve belgelendirmenin yollarını bulmak; şeffaflık ve hesapverebilirlik mekanizmalarını geliştirmek; vakıfların verimlilik ve etkililik düzeylerini kamuya iletmeleri geliyor.

Gelecek için adımlar: DAFNE sekretaryası özellikle şu konularda üyelerinden aktif katılım bekliyor:

· Avrupa Vakıf Yasası ve KDV üzerine yapılan savunuculuk çalışmalarının desteklenmesi

· Sınırötesi bağışçılığı ilgilendiren yasal ve mali mevzuatla ilgili bilgilerin paylaşılması

· EFC anketlerine katılım gösterilmesi

· DAFNE ve EFC sitesinde yayınlanan rapor ve bildirilerin ulusal vakıf sektörlerinde duyurulması